5 Ağustos 2011 Cuma

HAKLISIN KOCACIM (!)


Şahit olduğum ilk aile kavgası annemle babamınkiydi. Yemeğin sarımsaksız olması yüzünden çıkmıştı sanırım. Ne garipler bir sarımsak yüzünden kavga edilir mi diye düşünmüştüm.  Ben de evlendim ve şimdi onları o kadar iyi anlıyorum ki.
Evliliklerde kavga etmek için büyük bir nedene ihtiyacınız yoktur. Bu kavga bir sarımsaktan da çıkabilir, kirli bir çoraptan da, arkadaşınız Arzu yüzünden de. Siz yeter ki kavgaya ortam sağlayın.

Annemle babam kavga ederlerken dikkatimi çeken başka bir şey önceleri annemin durumu sakince anlatmaya çalışması ve babamın inatla anlamaması ve daha sonrasında babam cır cır konuşurken annemin sesini bile çıkartmadan onu dinlemesi olmuştu. Çok şaşırmıştım. Neden annem konuşmuyordu? Bu sorunun cevabını ancak evlendikten sonra verebildim. Erkeklere anlamak istemedikleri (dikkatinizi çekerim anlamadıkları değil, anlamak istemedikleri!) şeyleri anlatamazsınız, Böyle bir durumda susmaktan başka çareniz yoktur. Boşuna çene yorma kimin ne işine yarar ki?
Bir de dinliyormuş gibi yapabilme durumu var. O anda siz geçen gün vitrinde gördüğünüz o mavi elbiseyi hayal ederken adam karşınızda kıçını yırtacaktır varsın yırtsın, siz de dinliyormuş gibi görünürseniz bir sorun olmaz hatta “vay be susturdum benim hatunu” diye kabarma durumları bile olur.

Bir de evliyseniz kavganın dozunu çok kaçırmayın derim. Sonra aynı yatağa gireceksiniz! Boğmak istediğiniz bir adamla sabaha kadar aynı yatakta durmak nefsinizi sınamak gibi bir şey olur. Kavgalar ilişkilerin tuzu biberidir ama hangi yemeğe tuzu ve biberi çok koyarsanız tadı kaçar. Kimse evliliğinin yenemeyecek bir ara sıcak konumuna gelmesini istemez.

Erkeklere gore kadınlar hassas varlıklardır. Bizleri kırılacak bir vazo gibi görür ve durmadan bu durum hakkında söylenirler. Bu zamana kadar bir sürü kadınla beraber olmuş kocam ve türlerine sorarım; çevremde tanıdığım tüm kadınlar hassasken ve tüm erkekler bundan şikayet ederken bizden öncekiler başka bir dünyadan mıydı?
Gül’ün pembe ojelerine alışmışsın, Filiz’in derli toplu olması sende derin izler bırakmış, Şule’nin sakinliği her kadında olması gereken bir durummuş. Hiç mi anlamadın bu kadar kadınla beraber olurken bizlerin hassas olduğunu da şimdi bana hortlak görmüş gibi bakıyorsun?
Biz size kazma diyor muyuz? Biz ağlarken gözünüzün teki TVdeki FB maçına kaydığında gözlerimizi 37 ekran gibi açıp “ama canım ne kadar odunsun, senle iletişim çok zor” diye tepkiler veriyor muyuz? Işten yorgun argın eve dönerken, yolda bir posta kayınvalidemizin laf sokmalarını dinleyip, asabiyet sahibi olup, eve gelip bir de kavga bulunca şu çok sevdiğiniz Transformers filmindeki tenekeler bile koy verir. Hatta kısa devre bile yapabilirler. Farkında mısınız?

Evlilikte çoğu kavga artık küslüğe varmamaya başlar. Çünkü küs olmanın zulmünü çeken bilir. Sevgiliyken ne kolaydı; vurur kapıyı giderdin, akşam istediğin arkadaşınla bir kadeh şarap içip kafayı dağıtır, sadece sana ait olan eve ve özgürce yayılabileceğin yatağına dönerdin. Şimdi öyle mi? Eve gelip kendine ve küs olduğun adama yemek yapıyorsun. Arada içimden o pilava tükürmek geliyor!
Tüm akşam başka odalarda takılsanız bile gecenin buluşması yatak odasında gerçekleşiyor. Ufff tüm gece birine sırtını dönüp aynı yönde yatamak çok zor. Üstüne yattığınız taraf inanılmaz uyuşuyor. O acıyı çekmek yerine iki öpücükle olayı bağlamak daha mantıklı. Varsın kocanız sizin alttan aldığınızı düşünsün, alttan alan kadın olmak uyuşmuş bir bedenden daha az acı vericidir.
Ama bazen sizi derinden yaralayan kavgaların sonunda küslük kaçınılmazdır. Gerçi kocanız bu derinden yaralanma olayını bir türü idrak edemeyecektir.

Bir anda aynı evde yaşayan iki yabancı gibi olursunuz. Sonu muhteşem bir sevişme ile sonuçlansa da bu küslük aşaması insanı çileden çıkarabilir. Kimi zaman araya arkadaşlar girer. Herkes orta yolu bulmak adına laflar eder, kendi deneyimlerini paylaşır. Ama gerginlik büyümesin diye hem size hem kocanıza haklısın diyenleri hala anlayabilmiş değilim. Kendinin haklı olduğunun teyidini almış bir insan tüm silahları ile saldırmaya hazır bir ninja olabilir. En iyisi objektif bakabilen ve tüm gerçekleri dan dan yüzünüze vuran arkadaşlardır. Acilen onlardan edinin!

Evlilikte küsken en zor olanlardan biri çevrenizdekilere mutlu aile tablosu çizme zorunluluğudur. Ki bu genelde aile çevresine yapılmaktadır. Yarım saat önce evde boğazına sarılıp öldürmek istediğiniz kocanızla anne ve babasının evinde mutluluk tablosunu Picasso bile çizemezdi eminim. Ama evliyseniz başarmanız gerekli. Atılan o imza hepimize üstün güçler yüklemekte. Gücünü kullanamazsan elenirsin. Kimse içinden çıkamadığı bir kavgaya kayınvalidesinin dahil olmasını istemez. Yüzünüze sahte bir gülücük, 2-3 saat herşey yolunda gibi davranmak tüm sorunu çözecektir. Eve döndükten sonra o saatlerin acısını çıkarırsınız nasıl olsa.

Şimdi sana hayatın acı gerçekleriden en can alıcısını söyleyeceğim. Yerine otur ve derin nefes al. Evde kavga durumlarında kaçınılmaz bir son vardır:

“Erkekler daima haklıdır!”

Sen istediğin kadar dil dök, tüm delillerinle saldır, bağır çağır, ağla zırla, sonuna kadar haklı ol ama işin sonunda kocan mutlaka haklı çıkacaktır. Bunu nasıl başarıyorlar? Sanırım ben keşfettim. İki taktikleri var bu türlerin; ya çeneleri ve ikna kabiliyetleri ile aklımızı karıştırıp sonunda kendini haklı çıkarıyorlar ya da seni öyle bir canından bezdiriyorlar ki “allah kahretsin be haklısın!” demek kaçınılmaz oluyor. Çünkü ancak bunu dediğin zaman susyorlar. Bu yüzden kavganın başında son derece emin adımlarla haklılık yolunda ilerlerken sonunda apışıp kalırsan sakın şaşırma. Erkekler haklı olmayı sever şekerim ve sen karısı olarak ona hak vermezsen hayatından bile bezebilirsin.
Arada alttan alıp, pohpohlarsan, arada sesini çıkarmayıp görmezden gelirsen ve sonunda kocana daima haklısın dersen hiç bir sorunun kalmaz.  

Son olarak burdan kocama seslenmek istiyorum;
“Geçen günkü kavgada dediklerini hiç anlamadım çünkü dinlemedim. Bana bizim sokağın başındaki mağazada beğendiğim çantayı alırsan bir sonraki kavgamıza daha iyi konsantre olabilirim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder