1 Ekim 2011 Cumartesi

ZAYIFIN MASTÜRBASYONU

Genelde kendi hayatım, evliliğim üzerine yazılar yazıyorum. Çoğu eğlenceli bazısı ağlanacak halime güldürüyor. Sen eğer devamlı bloglarımı okuyan sadık bir takipçimsen bu yazım seni biraz hayal kırıklığına uğratabilir baştan uyarıyorum.


Bu sabah kahvaltıda gazetede okuduğum bir haber şu saate kadar kafamdan çıkmadı. İçimde oluşan sinir bulutları yağdı yağacak. En iyisi yazmak dedim. Belki paylaşınca biraz rahatlarım. 
Söz konusu haber ilk sayfada manşet filan değildi hatta 3.sayfada ufacık bir yere iliştirilmişti.


Kocasından şiddet gören bir kadın!!!




Maalesef evliliklerin bir de böyle bir yüzü var. Adamın dağınık olması, maç manyağı olması, arkadaşlarının öküz olması hepsi bize ne kadar büyük problemlermiş gibi geliyor. Ama insanlar kocalarından dayak yiyor, işkence görüyor, tecavüze uğruyorlar. Bir kadına bunları yapabilene insan demek zor ama hayvanları da sevdiğimden kendilerini isimsiz bırakmayı tercih ediyorum.  Eğitim şart diyen bir kesim var ama üniversite bitirmiş, mürekkep yalamış olanları ne yapacağız? Öküzlük eğitime bakmıyor ki!




Bence en acısı da kendi isteği ile, severek, aşık olarak evlenmiş kadınların kocalarından gördüğü zulüm. Ne büyük bir hayal kırıklığı! Bir zamanlar "canım" dediğin adamın seni yaşadığına pişman etmesi.
Maalesef hakkını arayan kadınlardan çok daha fazla hakkını arayamadan buna razı gelenler var. "Kocamdır, döver de sever de" diyebilen hemcinslerim var. Ne acı!


Bir düşünsene aynı evde bir cani, bir sapıkla yaşamak, aynı yastığa baş koymak nasıl bir hisdir? 10 dakika önce sırf kendi zevki için sana tecavüz edip, 10 dakika sonra yanında horultuyla uyuyan bir koca. Düşünmesi bile çok kötü ama ülkemizde bunları her gün yaşayan kadınlar var.


Ülkemizde hukuki korumalar çok zayıf, devlet kadınlarına sahip çıkmıyor maalesef. Çıksa her allahın günü kocası tarafından öldürülen kadın haberleri çıkar mı televizyonda. Mor Çatı sığınma evleri sınırlı sayıda kadınımızı barındırabiliyor. Birşeyler yapılması şart. 
Hem bilgilendirmeler yapılmalı, hem destek olunmalı. "Hadi sen karakola git şikayet et" dedikten sonra karakol çıkışında da korunmalı kadınlarımız. Kocaları da tedavi edilmeli. Hatta mümkünse bir karantina adası filan kurulmalı. 


Evlilik güzel şey ama o yastığa baş koyacağın insanı seçmek çok önemli. Beyniyle, düşünceleriyle yapamadıklarının acısını eliyle yaptıklarıyla, savunmasız bir kadından çıkaran bir öküze kimsenin ihtiyacı yoktur! 


ŞİDDET ZAYIFIN MASTÜRBASYONUDUR!