20 Haziran 2011 Pazartesi

Bit Pazarına Nur Yağmaz


Sevgilinizle veya eşinizle uyurken gecenin köründe cep telefonu çalmaya başlar. Erkek kısmısı genelde uyanma zorluğu çektiğinden telefona siz uzanırsınız ve ekranda daha önce hiç bahsi geçmeyen bir kadın ismi görürsünüz.

“Sibel”

Benim eski sevgili sendromuna girişim bu şekilde başladı. Bu karı paranoyak diyenlerinizi duyar gibiyim. Sen kendini benim yerime bir koysana. Gecenin üçünde hangi kadın çok masum duygularla sarılır telefona. Hem de adını daha önce hiç duymadığınız bir kadın!
Biz de kadınız anlarız birbirimizi Sibelcim demek isterdim ama o anda içinden geçenler +18 sansürüne takılmaya adaydı. Sibel ya alkol almış o kafayla bilinçsiz bir şekilde aşkı kabararak, ağzından salyaları akarak sevgilime saldırıya geçiyordu veya geceli gündüzlü kafasında kurup o anda aramak için atağa geçme özgüvenini bulabilmişti.
Telefonu açmadım tabi ki de! Ama Sibel durur mu? Hemen saniyesinde kısa mesaja bağladı. Kendimle savaşsam da o mesajı okumamak için dayandığım sure 3 dakika civarıydı. Mesajı bir kez daha dillendirip kendimi daha da kudurtmak istemiyorum. Ancak eski bir hikayeden kalma ve kuyruk acısı dolu bir sesleniş olduğu apaçık belliydi. Ne mi yaptım? Sabaha kadar tüm tırnaklarımı yiyerek günün doğmasını ve adamın uyanmasını bekledim. –Ben eşime her kızdığımda adam derim- Sabah yapacağım konuşmanın provasını bile geçtim 3-4 kere.

Sabah eveleyip gevelemeden direk konuyu açtım. Ben o kadar sinirle küpümü doldurmuşken adamdan gelen tepki “aman boşver cevap vermezsek vazgeçer" oldu! Benim tek sorunum cevap verilmesiydi sanki! Bu ne kendine güven, bu ne rahatlık Sibel! 
Gecenin 3ünde  o anda BENİM! gözüyle baktığım adamı istediği gibi arayabilen birinin geçmişinde ufak bir aşk hikayesi yatmaz. Gerçi hakkını yemeyeyim Sibel de çok ısrarcı çıkmadı, kendisi hakkındaki hikayeyi zorla kocama anlattırdıktan sonra içim iyice rahat etti.

Kimisi cidden ısrarcı oluyor, arkadaşlarımdan duyuyorum. Adam evlendim bile dese taarruza devam edenler tanıyorum. Sen kutunu açmışsın kaderine razı gelmişsin gözün hala niye seçmediğin kutuda, bu ne maymun iştah! "Kaçırdığım fırsatları görmek istiyorum Memet Ali Beeeyyy."

Eh bu eski sevgililer sadece erkeklere mahsus değil şekerim. Gün olur devran döner misali bir gün de benimkilerden biri çıkageldi. Facebook’dan bir mesajla… Benim eşimden bir şey saklama huyum pek yoktur. Bu olayı da saklamadım. İçten içe Sibel’in intikamını aldığımı da itiraf ediyorum. Ne mi oldu? Sibel’e “aman boşver” diyen adam benim eskim ortaya çıkınca kaplan kesildi. Tripler, sorgulamalar, çocuğa sövmeler. Direk kendimi savunmaya geçtim ve ilk örneğim onun eskileriydi. Onlarla bunun bir alakası olmadığını söylediği zaman hayatın bir gerçeğini daha anladım;
Dünya erkeklerin etrafında dönüyor!

Bir de kocanızın eski sevgililerine prim veren kıskanç kankaları olabilir. Her fırsatta eskilerden örneklerle ortamı germekte üstlerine yoktur bu kız kurularının. Şaşırıp adımı bile yanlış söyleyen (eskilerden birinin adı olarak) gördüm. Ölür müsün öldürür müsün? Bana ne bacım Arzu’nun parfümünden. Ne kadar güzel kek yaptığı bizi ne ilgilendirir. Siz bu aksiyonlarla kendinizi yiye durun kocanız hiç birşeyi fark etmeden gayet saf salak hayatına devam edecektir. Konu kaltak kankalar ve eski kız arkadaşlar olduğunda o dünyanın en anlayışlı ve saf erkeğidir!

Sevgilin evlenme yaşına geldiği zaman bit pazarına nur yağmış gibi eskileri saldırıya geçecektir,hazır mısın?. Daha önce birliktelik yaşadığı kızlar evde kalma korkusuna girdikleri anda eski defterleri açıp “seni seçtim pikaçu” diye ideal koca adayına saldıracaklardır. Buradan sineksavar üreten firmalara sesleniyorum. Allah rızası için eski sevgilisavar da üretin!

İnan bazı kadınlar evlensen bile aramaya devam edebiliyor. Eşin olmadı önceden arkadaşlık kurduğu görümcen yoluyla saldırıya geçenler bile var. Ama sizin ilişkiniz güzel gidiyorsa ve sevgi varsa sakın korkma! Bu türler rahatsızlık verdikçe beslenen cinslerdendir. Amaçları huzursuzluk yaratıp ara bozmak değil mi zaten? Sakın prim verme, hayatına devam et. Adı üstünde ESKİ sevgili…

Eskilere rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı Sibelcim!


15 Haziran 2011 Çarşamba

İzninizle Ben Bi Lavaboya Gidicem

Biz insanlar yemek yeriz, su içeriz ve bunları dışarı atmak için tuvalette bazı aktivitelere gireriz. Tüm canlıların gerçekleştirdiği bu aktivite nedense insanoğlu için utanılacak bir durumdur.  Mesela çoğumuz misafirlikte tuvalete giremeyiz veya saygın bir toplulukta “tuvalete gidiyorum” demek yerine “lavaboya gidiyorum” demeyi seçeriz. Ablacım sen lavaboya mı sıçıyorsun?
Kaka, bok, çiş, pırt bunlar da ayıp laflardır. Hatta çok zorlarsan küfür yerine bile geçerler.

İşte evlendiğinde bu aktiviteyi her gün gerçekleştirmen gereken yer yeni evin olacak ve o evde genellikle bir erkek varken işeyeceksin. Seni bilmem ama benim için bu olay biraz sıkıntılı oldu. Insanlık hali tuvalet esnasında arada gaz kaçırma durumu olabiliyor. Ya da şııırrr sesiyle çişini yapıyorsun.Ya kocam bunu duyarsa? Hayır o da sıçıyor, pırtlıyor eminim çünkü o da normal bir insan ama bu samimiyeti ilk yakalayan kişi ben olmak istemedim. Kaç gece tuvaletimi tutarak yattım bilemezsin. Içimdekiler yüzünden zehirlenecektim az kalsın.

Bir de ishal durumu var. Of ki off! Bir anda gümbür gümdür vuran bir karın ağrısı ve acilen tuvalete gitme isteği. Eh insanın bağırsakları bozulunca poponun ayarı da bozuluyor. Şöyle ohh diye salmak isterken aman ses çıkmasın diye tuvalette kıpkırmızı kesilmek inanılmaz acı verici bir durum. O anda yan cafedeki tuvalete koşup rahatlamak istiyorsun.

Erkekler konusunda en rahatsız edici durumlardan biri tuvalete bıraktıkları kokudur şüphesiz. Hayır aynı yemekten yiyip aynı sudan içiyoruz da senden bu koku nasıl çıkıyor onu anlamış değilim kocacım. Kendisi her tuvaletten çıktığında bu eve bir gaz maskesi almamız şart diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Erkekler sevgiliyken bu durumdan rahatsız olur, tuvaletten çıkınca sen hemen girme diye seni oyalarlar. Ama evlendikten sonra… İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, mis kokuda kötü kokuda dedin artık geri dönüşü yok! Tuvalet ayarlarını yap sakın kocandan sonra tuvalete girme. En az yarım saat beklemeye al kakanı. Hatta mümkünse tuvalete oda kokusu koy.
Sence erkeklerin içinde kokarca mı yaşıyor?

Sizin eşiniz klozetin kenarına işiyor mu? Hayır bu pipi denen şey hortum kadar büyük değil, sabit tutulabilecek bir şey, nasıl oluyor da o kuyu kadar büyük deliğe işerken kenarlara sıçrıyor? Cidden bir erkeği çiş yaparken gizlice izlemek istiyorum. Aklımda kurguladığım bir görüntü var; adam ayakta çişini yapıyor. Pipisini tutmuş, ağzında bir şarkı ve pipisini tempoya uydurarak sallıyor. Yani ancak bu tarz bir durumda o sarı sular klozetin kapak kısmına sıçrayabilir.
Klozet kapağını tamamen kaldırsa bu sefer de diğer kenar kısımlara sıçrama oluyor.
Kapağı kaldırmak demişken, her tuvalete girdiğimde o kapağın ağzına kadar açık olması beni irite ediyor. Bir erkek buraya işemiş diye düşünüyor her defasında. Istersen bir milyon kez uyar illa ki o kapak açık kalacak, böyle alışmışlar.

Aynı evde yaşamak çok zor cidden. Tuvaleti ayrı dert, kabızı ayrı, ishali ayrı. Daimi bir panik atak durumu var. bak o kadar konuştum kakam geldi. Eyvah! Yine bana hüsran yine bana kırmızı suratlar…