18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kocamın Arkadaşlarını Öldürsem? Hafifletici Nedenlerim Var!


Dostluk çok güzel bir şey. Yıllarca ne emekler verip çok büyük dostluklar kurarız. Kimisi kardeşten, anne-babadan bile yakın olur bize. Ama  senin yıllarını verdiğin bu dostluk tahtına evleneceğin erkeğin kendi çevresini bir anda lönk diye oturtman gerekir. Ailesini anca sindirmeye çalışırken arkadaşları eksiktir. Tabi ki de hepsi kötü olmayacaktır. Arada gerçekten seveceklerin bile çıkar. Peki ya seni gıcık edenler? Atsan atılmaz satsan satılmaz.

Evlenmeden önce, ilişkinizin başlarında hepsine kendini sevdirme görevini üstlenirsin. Niye? Çünkü koca buldum umuduyla adamı kaçırmamak için herkesle iyi geçinen kız görünümü şarttır. Ben sana en başından söyleyeyim böyle bir görev, görünüm seni kanserden öteye taşımaz. Eşin, sevgilin onları seviyor diye sen de onları sevmek zorunda değilsin. 
Bir kere şu gerçeği kabul etmek lazım. Erkekler insan ilişkilerinde kadınlara oranla daha yalın, düz mantıklı ve kördür. Çevresindeki herkesi bizler kadar ince eleyip sık dokuyarak seçmezler.

Öncelikle kocanın erkek arkadaşlarını ele alalım. Bekar olanlar onlarla her allahın günü en az beş saat playstation oynayacak adam elden gidiyor diye triplere gireceklerdir. Hele ki bu bekar arkadaş kız bulmakta zorlanan, doğuştan mongol bir tipse tüm bunalımı ile üstüne çökecektir. Kocanın birini bulmuş olması, onu, sizin evde kalmış komşu kızının depresyonuna sürükleyecektir. 
Eşimle ilişkimizin ilk günlerinde öpüşüp koklaşmak yerine evinde, bar köşelerinde bunalımdan sarhoş olmuş bekar erkek arkadaşına destek olmaya az koşmadım. Gerçi koşan eşimdi ben de peşinde çuvaldım daha güzel bir tanım olur.
Bu bekargiller en olmadık zamanlarda eşini arayıp sadece erkeklerin (!) katılabileceği aktivitelere davetlerde bulunacaklardır. Bu aktiviteler sıklaşıp da eşin hepsine aynı coşkuyla katılmadıkça senin düşman olma yolunda ilerlemen hızlanacaktır. Adi kadın niye çocuğu arkadaşının elinden alıyorsun!

Çoğu erkek arkadaş ortamda bir bayan olmasını umursamadan bilimum küfürlerini, argo laflarını, maganda el şakalarını sergileyecektir. Hadi kendimi geçtim de çevredekilerin bakışlarını napacağız be abicim? 
Eşin ince bir insansa bu tipleri güzel bir dille uyaracak olmadı ilişkisine mesafe koyacaktır. Ama eşin de onlara uyum sağlıyorsa buyrun cenaze namazına.

Bir de bu erkekgiller evde erkek erkeğe aktivitelere girmek isterler. PES oynamak, poker çevirmek, deplasman maçı izlemek… mek… mek… mek… Bunların hepsine hayır diyemezsin, yoksa senin kızlar size geldiğinde veto yemen kaçınılmaz olacaktır. Ama ipin ucunu kaçırırsan kendini Play Station cafe garsonu ilan etmen kaçınılmazdır. 
“Yengeeee bi kola koysana bana.”

Hep merak etmişimdir bu erkek arkadaşların kendi evleri yok mu? Neden tüm aktiviteler bizim evde gerçekleşmekte?
Bunu kocana her sorduğunda kendi kafasında oluşturduğu telkinleri sana sayacaktır.

“Hayatım bizim televizyon daha net gösteriyor.”
“Aşkım onlarda maç paketi yok.”
“Sevgilim onun annesi gelmiş bu hafta evi müsait değil.”

Bir de kocanın kız arkadaşları var. Bu dünyada kadının kadından büyük düşmanı yoktur. Sakın unutma! İçlerinden bazıları kocana önceden göz koymuştur. Sen devreye girince elinden kocası alınmış kadınlar gibi ortalara dökülürler. İçten içe seni kötülemeler, kendisinin ne kadar mükemmel olduğunu kanıtlamalar, kocana gereksiz samimiyet göstermeler, ilişikilerin ne kadar boş olduğunu, bekar olmanın sultanlık olduğunu dikte etmeler… Sana gülerken arkadan Bizans entrikaları çevireceklerdir. Sakın tepki gösterme çünkü kocan durumu kabul etmeyecek ve önceden gelen saflığı devam edecektir. Sen de kötü niyetli kız olacaksın. O kızları yavaş yavaş hayatından uzaklaştırmak ve kocanı doldurmaktan başka çaren yok! Zafere giden yolda herşey mübahtır!

Kocanın en yakın arkadaşının uyuz sevgililerine gelelim.
Hepsini Taksim Meydanı’nda yakarsam kaç yıl yerim?

Hayatını sadece erkek arkadaşı yapmış, kul köle olmuş, yemediği halt kalmadığı halde en namuslu kız pozlarına giren kızlardan en çok nefret eden ben, bir anda o kızlarla haftasonlarımı paylaşır, kocalarımız maç izlerken mutfak muhabbeti yapar halde buldum kendimi. Bu türe hala bir çözümüm yok bulan beri gelsin Allah rızası için.

Ortama ilk girdiğinde kendini duayen sanan paçozlar seni ucuz numaralarla sınamaya başlayabilirler. En olmadık anlarda en olmadık sorular seni sıkıştırmak içindir. Kurumsal şirkette iş mülakatında mıyız be ablacım?
Kimisi olayı alkol yoluyla çözme taraftarıdır. Sana bir kaç kadeh içirip çakır keyif olmanı sağlayacak ve içinde yatan hain kurt kişiliğini ortaya çıkarmaya çalışacaktır. Eeee arkadaşları herşeyden değerli, sen bir anda çıkageldin haddini bil!

Bu arkadaşgiller dua et seninle aynı hayat standardına, aynı zevklere sahip olsunlar. Aksi durumda sevmediğin insanlarla en sevmediğin aktivitelere katılmak zorunda kalacaksın. Ben şahsen bir tatilde, ucuza gelsin diye fast food yemekten kabız oldum! Her doğum günümde ucuz mekan bulucam diye helak oldum! Kıyafetime verdiğim paralara kocam laf etmezken arkadaşgillerden laf yedim! En yakın arkadaşlarıma bön bön bakanlar bile gördüm! Konser, bale, tiyatro gibi aktivitelere davet ettikçe sinir hastası oldum! Kendi evlerine aldıkları eşyaları bir milyon kez dinledim! Hepsinin fiyatlarını ezberledim! Arkadaş dediğim insanların özel günlerinde hediye alınmamasına alıştım! Kocamın jestlerini onların ilişikileri bozulmasın, sorun çıkmasın diye saklar oldum! Et lokantasında balık isteyene şahit oldum! Kız arkadaşlarıma asılmasınlar diye dua etmekten dindar bile oldum!

İnanın kocamla ilişkimde beni en çok yoran şeylerden biri bu arkadaş sorunudur.  Bunca yıllık hayatımdaki alışkanlıklarıma, hayat duruşuma, çevreme bu kadar zıt insanları hayatımın en orta yerinde bulduğumda uzun süren bir bocalama dönemim oldu. Kendime yediremedim kimi zaman. Bazen kendi kendimi sinir ettim. Ama anladım ki ben ne yaparsam yapayım onlar hayatımın bir parçası olacaklar.
Zamanla eşim benim hayatıma, alışkanlıklarıma uyum sağladıkça –ki genelde erkek kadına uyum sağlıyor- bu insanlar ona da garip gelmeye başladılar. Önceden göremediklerini, belki görmek istemediklerini, iki kişilik düşünmeye başladıkça gördü. Tamamen değişim olmadı hemen heveslenmeyin ama artık ilk başlardaki kadar hayatımızın odağında değiller.
Tüm bu insanlara büyük tepkiler gösterdikçe, dır dır yaptıkça durumun değimesini beklemeyin. Olay kocanızın tepkisini almaktan öteye gitmez. Zamana bırakın, biliyorum çok zor ama güzel günler çok yakında. Siz uysal ve anlayışlı oldukça kocanız da daha seçici ve düşünceli olacaktır.

Son olarak burdan kocamın en yakın arkadaşlarından birine seslenmek isterim:

“Senden nefret ediyorum Özge!”

1 Temmuz 2011 Cuma

Çok Bilinmeyenli Bir Denklem: KAYINVALİDE!



Annesinin kızı derler bana. Çok severim annemi ve çok iyi anlaşırız. Onun yerini başkasının alması düşüncesi beni hep germiştir. Başka bir kadına “anne” demek! Hala tüylerim diken diken oluyor. Ama evleniyorsanız bu acımasız gerçekle illa ki yüzleşeceksiniz.

Kayınvalidemi ilk tanıdığımda eşim bana evlenme teklifi etmişti. Eşimin babası ve annesi ile bir tanışma yemeğimiz oldu. Kendileri şehir dışında yaşıyorlar –arada şansım yağver gidiyor-, onları ziyarete gittik.
Kayınpederimle gayet sıcak ve hoş sohbet bir ilişkimiz olmasına karşın, kayınvalidemde hissettiğim o mesafe ve bir dakika sonra kurda dönüşecek hissi beni inanılmaz germişti. HAKLIYMIŞIM!
Ilk tanışmada az ve öz konuşan, hep bir mesafe koyan sayın kaynanam sonradan hayatımı çekilmez kılan, bilimum tüm zulümleri uygulayan bir canavara dönüştü.

Bir anda beni kendine rakip görmeye başladı. Hadi bu her evlilikte yaşanan bir problem dedik geçtik. Bana alınacak iç çamaşırına bile karışan, burnunu herşeye sokan, oğluna olur olmadık yalanlar uyduran, ailemin damarına basıp kavga için aranan kimseye ne denir?

Daha kız isteme olmadan “bana anne diyeceksin!” diye tutturdu. Marketten çikolatayı almadan kağıdını açıp yemek gibi bir durum bu. Çok zorladım kendimi ama bana bu kadar uzak mesafede duran bir insana, hayatımın en önemli insanının rolünü vermek mümkün olmadı. Sonuç mu? Kendisine hala anne demiyorum ve eminim hala kuduruyor.

Evliliklerde yazılmamış bir kanun maddesi var bence;

“Eğer gelinsen hep sen vereceksin, hep sen yapacaksın. Karşından bir şey beklersen direk saha dışına çıkarsın.”

Sayın kaynanam her bayramda aranmayı ister, her kandilde, her doğum gününde, her anneler gününde, her yılbaşında… Ama kendisinin aramasını gerektirecek bir durum yoktur. Ah be teyzecim seninki can da bizimki patlıcan mı? Biz doğmadık mı? Bizim özel günümüz hiç yok mu? Beni özel günlerde arama servisi olarak mı aldın oğluna?

Düğün hazırlıkları esnasında kayınvalide zulmü görmeyen kadınlara hep özenmişimdir. Şahsen benimki Kazıklı Voyvoda’dan beter bir hal aldı. Tüm mobilyacılara gelmek istedi. İki dükkan gezdi, yoruldu, kahve molası istedi. Bir gün içinde insan 5 kahveyi nasıl içer? Toplam dört saatte halledilecek bir sürü işi koca bir gün yapamadık.
Bizim genç olduğumuzu unutup Sülüman dizisinin setine koltuk alıyoruz zannetti. Varaklı, oymalı, kakmalı mobilyalarda ısrarcı oldu, Biz hayır dedikçe asabiyet yarattı. Benim beğendiğim herşeyi özensiz ve çok sade buldu. Aman yanlış anlamayın parasını verdiğinden değil, sadece egosunu tatminden. Kendisinin evimize bir kuruş katkısı yoktur sağ olsun.

Gelinlik seçiminde beni canımdan bezdirdi. Her kabinden çıkışımda aynada gördüğüm benden daha da bir nefret ettim. Ne dediysek anlamadı. Mağaza müdürü kadının olaya el atması sonucunda gelinlik seçimini sonraya bırakma bahanesiyle kendisini olay mahalinden uzaklaştırdık. Sonra ben kendi istediğim gelinliği kendi başıma aldım. Kıyamet kopmadı mı? Alası koptu! Sonuç? Kendi zevkime, bedenime, yaşıma uyun gelinliğimle düğünde ona inat tam karşısında göbek attım.

Bir de bu kayınvalidegillerin gençliklerinde içlerinde kalanlar vardır mutlaka. Bu kalıntıların acısını çıkarmak için gelinlerini beklerler. Bilmem ne yöresinin el dokumasını alamayan kayınvalide, senin minimalist salonunun tam orta yerinde o yöresel desenli halıyı görmek ister. Kabul etmezsen küser hatta benimki gibi kavga bile çıkarır.

Çeyiz olayına giriş yaptığınız gün en kabus gününüz olabilir. Benim annem modern bir kadındır. Yıllar öncesinden, ileride modası geçmesi kaçınılmaz çaputlar koymamış çeyizime. LCD üstüne dantelim yok benim ve bu durum kayınvalideciğim tarafından öksüz evlat muamelesi görmeme sebep oldu. Çok ayıplandık. Çeyizimdeki donanım eksikliği nedeniyle bir de o alışveriş furyasını başlattı. Hala anlamış değilim benim giyeceğim donu neden o seçmek istedi?

Tüm bu savaş, dövüşün yanında bir de eşimi doldurmaya çalışması da cabası! Yazık benimki kuzu gibi sesini çıkartmadan dinleyip “aman boşver kulaklarını kapa” diye bana telkinlerde bulundu hep. Hakkını ödeyemem. Ama sakın sanma ki annesine laf ettirdi. Büyüklerimden hep duyardım, yaşadım kendim de gördüm ve sana verebileceğim en büyük tavsiyem; bir erkek ne olursa olsun hayatta annesinden kopamaz ve hayatta ona tek bir laf bile ettirmez. Bu yasak bölgeye girersen yanarsın!
O istediği lafı eder, kavgasını çıkarır, küser ama sen annesine en ufak bir şey dediğinde panter kesilip sana çemkirir. Aynı şekilde annesi sana istediği zulmü yapar, hakareti eder, bağırır bile ama sen ufacık bir saygısılık yaptığın anda günah keçisi olursun. İlginç bir durum farkındayım ama hayatın acı gerçeği. En iyi çözümü mağdur kişi olup çoğu denilene, yapılana kulağını kapamak. İşte o zaman erkeklerin kadınları koruma iç güdüsü devreye girerse nesli tükenmiş korunmaya muhtaç pandalar gibi sarılıp sarmalanırsın.

Bir de nedense bu kayınvalidegiller dedikoduya bayılırlar. Benimki bana her fırsatta dedikodunun çok günah olduğundan bahsedip hakkımda atıp tutmadığı insan kalmadı. Hayır anlamadığım esas nokta insanlara beni bu kadar kötüleyip sonra onların yanında bana iyi davranması midesizlik değil mi? Dedikodulara inanıp kendine görev biçen, her fırsatta bana pis pis göz süzen teyzelere diyecek lafım bile yok.

Bu konu ile ilgili söyleyebileceğim çok fazla iç rahatlatıcı çözüm yok. Ama zamanla insan hissizleşiyor, görmezden gelmeye başlıyorsun ve sen görmedikçe onun içinde bir zevki kalmıyor. Amacı acı çektirmek olan birinin acı görmemesi beslenmesini engeller mantığı. Sen her bildiğini okudukça kuduruyor ama evlendikten sonra onun bildiklerinin evinde çok yeri de kalmıyor. Arada hayatına müdahale etmeye çalışıyor ama muhatap olmazsan kendi kendine çalıp söylüyor.

Evli olduğun adımı seçtiysen bir sürü şeye katlanıyorsun. Kayınvalide işi biraz piyango. Bana amorti bile çıkmadı!