11 Nisan 2012 Çarşamba

Sen evlenecek kızlardansın !

Geçen gün çok eski bir arkadaşımla kahve içmek için buluştuk. Kakara kikiri, eski anılar, yeni olaylar, dedikodular derken saatlerce beraber vakit geçirdik. Böyle zamanlarda insan desarj oluyor. Psikoloğa gitmiş gibi oluyorsun. Hele beraber vakit geçirdiğin kişi eskiden kalma tam senin kafanda biriyse ohhh antidepresan içmiş etkisi bile beklenebilir.

Arkadaşım bekar, aynı yaştayız ama o hala beyaz atlı prensini bulamadı.(Bizimkilerin ne kadar prens, bindiklerinin de ne kadar at olduğu tartışılır ya neyse.) Bir erkek arkadaşı vardı ayrılmışlar. Bunalım dönemler geçirmiş, aramıyor sormuyor diye kızıyordum meğerse kendi içine kapanmış. Buluştuğumuzda hala çok iyi değildi ama ilk şoktan çıkmış gibi geldi bana. İlişkisini, ayrılma nedenlerini filan anlattı uzun uzun.

Gayet eğlenceli, sosyal bir ilişki yaşıyorlarmış. İş çıkışı buluşup birer kadeh içki içmeler, haftasonu konserlere, sinemaya, partilere gitmeler, her pazar değişik bir yerde brunch yapmalar. İkisinin zevkleri  de aynıymış. Seks hayatı desen arkadaşıma göre 10 numara, gayet dozunda bir  sıklıkta, her iki taraf için de doyurucu mahiyette.
 "Eeeee?" dedim "Daha ne istiyormuş da sende bulamamış küçük bey?"
Söylediği nedeni duyunca sen de benim gibi şaşıracak mısın bakalım.

"Ben evlenilecek kızmışım ama o daha evlilik düşünmüyormuş, eğlenmek,gezmek tozmak istiyormuş ondan beni oyalamak ağrına gidiyormuş."

E yuh be kardeşim!!!! Bunu 7 ay sonra mı anladın demezler mi adama? (7 aydır birliktelerdi) Ayrıca evlenilecek kızlarla eğlenilmiyor mu? Mis gibi 7 ayın geçmiş, eğlenmişsin de gezmişsin de daha ne istiyorsun?
Ayrıca bu erkeklerdeki evlenilecek kız, eğlenilecek kız ayrımı da nedir? İnsan evlendiği ile eğlenemez mi? Bunların anneleri evde habire yemek yapan, adam eve geldiğinde dırdırdan başının etini yiyen, ev içinde pijama bigudi ikilemesiyle yaşayanlardan heralde. Evde olan kadınla sokakta elele yürünebileceğini, bara gidilip deli gibi dans edilebileceğini, yatakta gayet sınırların zorlanabileceğini akılları basmıyor.

Algılayamadığım ve bu nedenle 37 ekran açılmış gözlerimle dinlediğim konuyu anlamak için arkadaşıma durumla ilgili sorular sordum. Biraz hakim moduna bağladım ama kafamda oluşan soru işaretini yok etmeden eve gitmeyecektim.
Acaba bizim kız evlilik baskısı mı yapmıştı çocuğa? Yapmadığını iddia etti, hatta çocuğun ara ara evlilik muhabbeti açtığını, "ileride çocuklarımız olunca" gibi her erkeğin ciddi ilişki göstergesi olan klişe laflar ettiğini bile söyledi. E be adam madem evlilik sana göre değil ne diye çocuğumuz olursa, evimiz olursa gibilerinden hayaller kuruyorsun, kurduruyorsun.
Bu iş gününü kurtarmak bence. O anda kız mutlu olsun, hafif cilvelensin, ileriye dönük hayallere başlasın pamuk kıvamına gelsin, erkeği ciddi ilişki adamı statüsüne oturtsun... Tam kız havalarda uçarken GÜM! tepe taklak yere.

Hala böyle erkeklere inanan kızlar var mı diye düşünürken en yakın arkadaşımın onlardan biri olması bekar kızlarla evli kızların mantalite farkını gözümün önünde apaçık ortaya serdi. Maalesef evlendikten sonra bu aşk meşk, entrika, ayrılık acısı, salya sümük, şerefsiz erkekler olaylarından uzak kalıyorsun. Hele evliliğin yolunda gidiyorsa, eskiden senin yaşadığın acıları şimdi yaşayanlara uzaylı gibi bakıyorsun. Ama aslında bu hepimizin zamanında geçtiği bir yol. Tek farkı biz evli olanlar şimdilik yırttık. Bir nevi mutlu sona erdik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder